Konya
Konya, Türkiye'nin yüz ölçümü bakımından en büyük ili ve en kalabalık yedinci şehri. 31 ilçeden oluşan Konya'da TÜİK'in 2014 verilerine göre 2.108.808 kişi yaşamaktadır.[1][2] Trafik plaka numarası 42'dir. 1875'te kurulan Konya Belediyesi, 1987'de çıkarılan 3399 sayılı yasa gereğince "büyükşehir" statüsüne kavuşmuş olup 1989'dan beri belediye hizmetleri bu statüye göre yürütülmektedir. 2014'te 6360 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.
Ekonomik açıdan Türkiye'nin gelişmiş kentlerinden biri olan Konya doğal ve tarihsel zenginlikleriyle de önem taşır. Dünyanın en eski yerleşimlerinden biri olan Çatalhöyük, 2012 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınmıştır. Şehir Anadolu Selçukluları’nın ve Karamanoğulları’nın başkentliğini yapmıştır.Türkiye'nin en önemli sanayi kentlerindendir. Anadolu Kaplanları'ndandır. Şehrin futbol takımı Torku Konyaspor'dur. Yöresel yemekleri Etliekmek,Bamya Çorbası, Mevlana böreği, Fırınkebabı dır. Konya’nın simgeleri arasında Mevlana Müzesi (Kubbe-i Hadrâ), çift başlı kartal dır.
İle adını veren Konya şehrinin isminin Kutsal Tasvir anlamındaki "İkon" sözcüğüne bağlı olduğu iddia edilir. Mitolojide bu konuda değişik rivayetler bulunmaktadır. Bu hikâyelerden birinde anlatıldığı üzere, kente dadanan ejderhayı öldüren kişiye şükran ifadesi olarak bir anıt yapılır ve üzerine de olayı anlatan bir resim çizilir. Bu anıta verilen isim, İkonion dur. İkonion adı, zamanla İcconium'a dönüşür.
Roma döneminde İmparator adlarıyla değişen, Claudiconium, Colonia Selie, Augusta İconium gibi yeni adlar alır. Bizans kaynaklarında Tokonion olarak geçen şehre ve bölgeye verilen diğer isimler şöyledir: Ycconium, Conium,Stancona, Conia, Cogne, Cogna, Konien, Konia...
Araplar kentin ismini Kuniya olarak değiştirmişlerdir, Selçuklu ve Osmanlı döneminde bu ad Konya'ya dönüşmüştür. Günümüzde de kent hala Konya adını taşımaktadır.
Konya, Türkiye'deki en eski yerleşim birimlerinden biridir. Konya'da yerleşimin Prehistorik (Tarih öncesi) çağdan başladığı görülmektedir. Konya'nın merkezinde yer alan ve aynı zamanda bir höyük olan, Anadolu Selçuklu sultanı II. Alaeddin Keykubad'a nispetle Alâeddin Tepesi adı verilen suni tepe ve çevresinde yapılan araştırmalar sonucu, prehistorik çağ içinde gerek Neolitik (Cilalı Taş Devri) ve Kalkolitik ve gerekse Erken Bronz Çağlarına ait kültürel bulgulara rastlanmıştır.
Yine prehistorik çağa ait höyüklerden, merkeze 15 km mesafede yer alan ve Konya'nın bugünkü merkez Harmancık mahallesinde yer alan Karahöyük ve Konya Ovası üzerinde, bulunmuş en eski ve en gelişmiş Neolitik devir yerleşim merkezi olan Çatalhöyük bulunmaktadır.
Anadolu ve Suriye topraklarında büyük bir imparatorluk kuran Hititler Konya'ya da hakim olmuşlardır. Hititler'den sonra Friglerin egemenliğine giren Konya (Kavania) daha sonra Lidyalılar, Persler ve Büyük İskender'in istilalarına uğramıştır. Sonraları Anadolu'daRoma hakimiyeti sağlanınca Konya İconium olarak varlığını korumuştur.
Önemini Roma ve Bizans dönemleri boyunca korumuş olan şehir, Hıristiyanlığın ilk yıllarında dini bir merkez hüviyeti de kazanmıştır. Aziz Paul Anadoludaki dinî seyahatleri sırasında Konya'ya da uğramıştır.
İslamiyetin doğuşuyla beraber Doğu Roma İmparatorluğu aleyhine büyüyen İslam Devleti, İstanbul'u hedef alan harekatları sırasında Konya üzerine de akınlar düzenlemişlerdir. Anadolu'da ve Konya çevresinde ilk İslami oluşumlar bu devirde ortaya çıkmıştır.
1071 senesinde Malazgirt Ovası'nda yapılan Malazgirt Savaşı'ndan önce Anadolu üzerine keşif harekatları düzenleyen Türkler ve Anadolu'yu tanıyan Büyük Selçuklular, bu savaş sonucu Anadolu'nun büyük bir kısmı ile beraber Konya'yı da, ele geçirmişler ve bölgedeki uzun Bizans hakimiyetine son vermişlerdir.
Süleyman Şah 1076 yılında Konya'yı Anadolu Selçukluları'nın başkenti yapmış, bilahare başkent 1080 yılında İznik'e nakledilmiştir. İlk haçlı seferi sırasında İznik şehri tekrar Bizans'ın eline geçmiş, sultan I. Kılıçarslan da 1097 tarihinde başşehri tekrar Konya'ya taşımıştır. Bu tarihten 1277 yılına kadar Konya aralıksız Anadolu Selçuklu Devleti'nin başkenti olmuştur. I. Alaeddin Keykubad (1220-1237) devrinde şehrin etrafına muhkem bir sur inşa edilmiştir ve Konya Anadolunun en büyük şehri olmuştur.[3] Selçuklular devrinde şehirde cuma namazı kılınan yedi büyük cami vardı. Toplam şehir nüfusu 45.000-50.000 arasında tahmin ediliyor.
Karamanoğullarının kökeni Azerbaycan'dan Sivas'a göç eden Hoca Saadettin'in oğlu Nur-i Sufi'ye dayanmaktadır. Buradan Torosların eteğinde olan Larende kasabasına gelip yerleşmişlerdir.Karamanoğulları Oğuzların Avşar boyundandırlar. Nur-i Sufi'nin oğlu Kerimeddin Karaman Bey 13. yüzyılda buradan başlamak üzere Kilikya bölgesinin büyük bir kısmında güç sahibi olmuş. Bunun üzerine Anadolu Selçuklu Devleti sultanı I. Alaeddin Keykubadtarafından bölgenin beyi olarak atanmıştır.Karamanoğlu Mehmet Bey Konya'yı 1277 yılında beyliğine katmıştır. Selçuklunun yıkılışından sonra Konya şehri Karamanoğulları topraklarına katılmış ve beyliğinin başkenti olmıştır. Tam 16 kez Osmanoğulları ve Karamanoğulları arasında el değiştirmiştir.
Şehir 1467 senesinde kalıcı Osmanlı egemenliğine geçmiştir. Sultan II. Mehmed Konya'yı zaptederek Karamanoğlu hakimiyetine son vermiştir. Osmanlı devrinde Konya önce Karaman Eyaletinin sonrada Konya Vilayetinin merkezi olmuştur. Osmanlı Rus Savaşı ve Balkan Harbi sonunda zorunlu göçe zorlanmış yüzbinlerce müslüman[4] Arnavut,Çerkes,Boşnak kökenli Balkan ve Kafkas muhaciri tarıma elverişli olması sebebiyle Konya ve İlçelerine İskan edilmişlerdir.
Milli mücadelenin başlamasıyla Konya bu kutsal mücadelenin içinde yer almış, ancak istenmeyen ve Konya halkınca pek tasvip görmeyen bazı olayların gelişmesi, bir takım yanlış anlamalara, gerçekle pek alakası olmayan yorumlara yol açmıştır.
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Vali’nin Artin Cemal’in yanı sıra Konya’daki Amerikalı Miss Kouchman, İngiliz Rahip Rew Frew, Dr. İpokrat, Kirkor Şişmanyan, Rodoslu Nikola Samarcidis ve Kıbrıslı Kemal Subhuezel gibi ajanların, azınlık temsilcilerinin tabi Damat Ferit ve Zeynel Abidin’in her türlü engelleme, çabalarına rağmen kurulmuştur. Tabii Konya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Kadınlar Şubesinin kurulması da önemlidir.
Konya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Sivaslı Ali Kemal’in çalışmaları, çabaları Mustafa Kemal Paşa tarafından takdir edilmiştir. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin bu çalışmalar içinde önemsediğim İşgale ve işgalcilerin uygulamalarına karşı düzenlenen protesto mitingleridir. Bu mitinglerle Konya halkının tepkisi dile getirilmiş, hem de halkın birlik beraberliğinin oluşması sağlanmıştır. Hele o günlerde ilk kadın mitingi Konya’da yapılmış, işgale karşı Konyalı kadınlarımızın tepkisi bu mitingle ifade edilmiştir.
Konya, işgal görmeyen Ankara, Kayseri, Yozgat, Çorum, Çankırı gibi iç Anadolu şehirleriyle birlikte kurtuluş savaşında ordunun ihtiyaçlarının karşılandığı lojistik merkezi olmuştur. Cephede savaşan ordunun ihtiyaçları Konya’da toplanmış ve cepheye buradan gönderilmiştir. Konya, cepheden gelen yaralı ve hastaların tedavi gördüğü merkez olmuştur.
Konya, 1987 yılında çıkarılan 3399 sayılı kanun[6] ile büyükşehir unvanı kazandı. Başlangıçta üç ilçe (Karatay, Meram ve Selçuklu) Konya Büyükşehir Belediyesi'nin sınırlarına dahil edildi. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 30 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[7] 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.
Milli Mücadelenin başlaması ile Mustafa Kemal Paşa çeşitli Zamanlarda Ankara’dan, bazen de cepheden Konya’ya gelmiş kalabalık halk tarafından coşkuyla karşılanmıştır. Bazı gelişlerinde yerli ve yabancı konukları olmuş onlara Konya’yı gezdirmiş, konuklarına Konya’yı, Mevlana’yı tanıtmıştır. Mustafa Kemal Paşa'nın Konya ve Mevlana ile ilgili güzel sözleri de vardır. Bir Konya ziyareti sırasında söylediği şu sözler Hz. Mevlana’ya gösterdiği sevgi ve saygının delili gibidir:
Mustafa Kemal Paşa’nın konuşmalarından önemsediğim 4 Ağustos günü öğle sonu Hükümet alanında yaptığı konuşmadır. Mustafa Kemal Paşa, iç ve dış düşmanların açık ve gizli düşünceleri hakkında geniş bilgi verdiği konuşmasında, “Milli amaçlara ihanet eden bedbahtlar, yine milletin iradesi ile cezalarını bulacak, hatalarını anlayacaklardır.” demiş, millet Kuva-yı Milliye ile hemfikirdir diyerek Konya halkına ve Türk Milletine olan güvenini dile getirmiştir. Zaman bu konuşmanın haklılığını göstermiştir.
Mustafa Kemal Paşa beraberindekilerle birlikte 5 Ağustos günü Konya’dan Akşehir’e ayrılır, Akşehirliler paşaya ve beraberindekilere büyük sevgi gösterisinde bulundular. Mustafa Kemal Paşa; Akşehirlilerin bu coşkulu karşılamasına memnuniyetini ifade etmiştir. Mustafa Kemal Paşa 6 Ağustos günü Akşehir’den Konya halkına bir teşekkür telgrafı göndermiştir. Telgraf metni şöyledir;
Atatürk yukarıdaki telgraf metninde olduğu gibi Konya’ya ve Konya halkına karşı her zaman sevgi ve muhabbet duyguları beslemiştir. Konya’ya sık sık ziyaretler yapmak sureti ile bu duygularını göstermiştir. Konya, Atatürk’ün İstanbul ve İzmir’den sonra en çok geldiği ve şehirlerden biridir. Atatürk Milli Mücadele’nin başlangıcından ölümüne kadar geçen süreçte Konya’ya 13 kez gelmiş, bu gelişlerinde toplam 33 gününü Konya’da geçirmiştir.
KONYA ÖZEL GÜVENLİK ŞİRKETİ